|
|
|
POLİS MESLEK EĞİTİM MERKEZİ (POMEM) SINAVI
MÜLAKAT SORULARI
|
|
MÜLAKAT SINAVI SORULARI
|
|
Mülakat sınavı, sınava girmeye hak kazananlara, belirlenen bölge merkezlerinde,
aşağıda öngörülen usul ve esaslara göre komisyon başkanlarının sorumluluğunda
yapılır. Mülakat sınavında;
a) Adayların her birinden, Genel Müdürlükçe belirlenecek konuların yazılı olduğu kartlardan birisini çekmeleri istenir ve çektikleri konu ile ilgili konuşma yapmaları sağlanır. Her bir adaya konu hakkında düşünmesi ve sunum yapması için eşit süre verilir. Mülakat sınavında adayların; Konu Hakkında Bilgi Düzeyi, Kendisinden İstenileni Kavrama, Kendine Güven Duyma ve Sözlü İfade Becerisi olmak üzere dört (4) ayrı kritere göre değerlendirmesi yapılır.
b) Değerlendirme, her bir kriter için 15?er puan olmak üzere toplam 60 puan üzerinden Değerlendirme Formu?na işlenerek yapılır. Komisyon üyelerinden her biri bir kriteri değerlendirir. Adayın mülakat puanı; komisyon üyelerinin vermiş oldukları puanların toplamından oluşur. |
MÜLAKAT SINAVI SORULARI |
1-) İnkılâpçılık ilkesini anlatınız.
İnkılâp, bir toplumun önemli kurumlarını kısa bir süre içinde değiştirip kendini
yenileştirmesi atılımıdır. Tarihte önemli, büyük inkılâplar görülmüştür. Atatürk
yönetimindeki Türk Milleti de tarihteki en önemli İnkılâplardan birini
gerçekleştirmiştir. Bir toplumda durup dururken inkılâp yapılmaz, inkılâpların
tarihten gelen büyük sebepleri vardır. Türkler bir zamanlar dünyanın önemli
devletlerinden biri olan Osmanlı Devletini kurmuşlardı. Bu devlet yüzlerce yıl
dünyanın sayılı güçlerinden biri olarak kaldı. Ama Batı'da gelişen akıl ve bilim
çağına ayak uyduramadığı için geride kalmaya, güçsüzleşmeye başladı.Birinci
Dünya Savaşı sonu yenilgi ve parçalanma, Atatürk'e, Türk milletini bir araya
getirip mücadele etme ve yapıyı yenileme düşüncesini ve bunu gerçekleştirme
azmini vermiştir. Bu azim ve kararlıkla yola çıkan Atatürk, büyük bir inkılâp
yapmış ve ülkeyi bir çağdan alıp başka bir çağa götürmüştür.
2- Laiklik ilkesini anlatınız.
Laiklik; devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil, akla ve bilime
dayandırılmasıdır. Laiklik ilkesi Atatürk?ün Cumhuriyetçilik ile beraber önem
verdiği iki ana ilkeden biridir.
Atatürk'ün Laiklik ile İlgili Bazı Sözleri ( Atatürk?e göre Laiklik )
Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün
yurttaşların vicdan, ibadet ve din hürriyeti demektir. (1930)
Laiklik, asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele
kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkânını temin etmiştir.
(1930)
Son olarak laiklik ilkesi 1937 yılında anayasamıza girmiştir.
3- Halkçılık ilkesini anlatınız.
Bir milleti oluşturan, çeşitli mesleklerin ve toplumsal grupların içinde bulunan
insanlara halk denir. Bu bakımdan halkçılık ilkesi hem cumhuriyetçilik hem de
milliyetçilik ilkelerinin zorunlu bir sonucudur. Halkçılık ise bir millet
içindeki çeşitli insan gruplarının çıkarına ve yararına bir siyaset izlenmesi,
halkın kendi kendini yönetmeye alıştırılmasıdır. Halkçılık, milleti oluşturan
tüm unsurlar arasında eşitliğin sağlanmasıdır. Bu önemli ilke sınıf
ayrımcılığını reddeder, sınıf dayanışmasını esas alır. Atatürk?e göre halkçılık
toplum düzenini çalışmaya, hukuka dayandırmak isteyen bir toplum istemidir.
(1921)
4- Milliyetçilik ilkesini anlatınız.
Ait olduğu milletin varlığını sürdürmesi ve yüceltmesi için diğer bireylerle
birlikte çalışmaya, bu çalışmayı ve bilinci, diğer kuşaklara da yansıtmaya
"milliyetçilik" denilir. Bu tanıma göre milliyetçiliğin en önemli öğesi "millet"
olmaktır. Atatürk?e göre ??Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk halkına, Türk
milleti denir??. (1930)
Atatürk?e göre Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri
ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluma dayanan Cumhuriyet de, o kadar
kuvvetli olur. Atatürk?ün Milliyetçilik anlayışı millet için çalışmayı, milleti
yüceltmeyi ve ülkenin dünya devletleri arasında hak ettiği yere gelmesi için
çaba göstermeyi gerektirir.
Atatürk?ün Milliyetçilik ilkesi ırkçılığa karşı olup kendini Türk sayan herkesi
Türk kabul eder.
5- Cumhuriyetçilik ilkesini anlatınız.
Doğrudan millet egemenliğe dayanan, yöneticilerin halkoyuyla ve belirli bir süre
için seçilmesiyle oluşan yönetim biçimine ??Cumhuriyet?? denir. Cumhuriyetçilik
ilkesi laiklik ile beraber Atatürk?ün en çok önem verdiği iki ana ilkeden
biridir. Devletimizin temel yapısını ve biçimini belirleyen ilkedir. Devletin
yönetiminde yetki, milletçe seçilmiş meclistedir. Cumhuriyetçilik ilkesi
monarşiye, oligarşiye ve aristokrasiye karşıdır. Monarşilerde devletin başı,
belli bir aile içinden çıkar, normal koşullar altında, ölünceye kadar iş başında
kalır. Yerine yine aynı aileden bir başkası gelir. Her monarşide, aile içinden
kimin hükümdar olacağı belli bazı kurallara göre saptanır. Cumhuriyette ise
yöneticiler belli bir süre içinde seçimle iş başına gelir ve halk tarafından
değiştirilebilir.
6- Devletçilik ilkesini anlatınız.
Devletçilik, temel anlamıyla devletin ekonomik hayatın içine girmesidir. Ama bu
yapılırken sosyalist model benimsenmez. Elinde sermayesi olan vatandaşlar,
istedikleri biçimde üretime katılabilirler. Devlet bunlara engel olmadığı gibi
üstelik gereken tedbirleri alarak işlerini kolaylaştırır, kişileri üretim ve
ticaret işine özendirir. Devlet, toplumun yararı gözetilerek düzenleyicilik,
planlayıcılık, işletmecilik görevlerini üstlenir.
Devletçilik ilkesi ekonomiyi tümüyle özel sektöre bırakan liberalizm ile
ekonominin tamamen devletin denetiminde olduğu sosyalist ekonomiden farklıdır.
Devlet bir yandan özel sektörü destekler, diğer yandan onun giremediği alanlara
doğrudan katılır.
Bu ilke doğrultusunda Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarılmış, I. Ve II. Beş Yıllık
Kalkınma Planları uygulanmıştır.
7- Atatürk?ün Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" sözünden ne anlıyorsunuz?
Yurtta sulh, cihanda sulh" ilk defa Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Mustafa
Kemal Atatürk tarafından 20 Nisan 1931'de söylenen ve anayasada yer alan temel
dış politika ilkesidir. Dünyada olabilecek herhangi bir rahatsızlığın herkese
zarar verebileceğini, bu yüzden de milletlerin diğer milletlerin sorunlarına
kayıtsız kalamayacağını ifade eden Atatürkçülüğün bütünleştirici
ilkelerindendir.
Atatürk?e göre ??Sulh milletleri refah ve saadete eriştiren en iyi yoldur.??
(1938) Sürekli savaş halinde bir devlet huzur ve mutluluktan uzaktır. Bu yüzden
milletlerin saadete ermesinde kalkınmasında barışın önemi büyüktür. Çünkü sanat
olsun, bilim olsun, spor veya başka bir alan olsun ancak barış ve huzur
ortamında ilerleme gösterebilir.
8- Atatürk?ün ??Muasır Medeniyet?? sözünü açıklar mısınız?
Atatürk'ün "muasır medeniyetler" den kastı teknolojik, bilimsel, ekonomik ve
sanatsal gelişmelerdir. Onun gösterdiği hedef kültürel, inançsal ve geleneksel
değerlerimizi yitirmeden medenî olabilmektir. Bu medeniyet neredeyse "muasır
medeniyet" orasıdır.Bugün ülkemiz hala gelişmekte olan ülkeler sınıfındadır ve
bence gelişmiş bir ülke olabilmek için yapmamız gereken öncelikli şey dışa
bağımlı olmaktan kurtulup üreten bir toplum olmaktır. Üretmekten kastım sadece
ekonomik anlamda değildir. Her alanda üretici olmalıyız ve her konuda tarz
sahibi bir ülke olabilmeliyiz. Bu noktaya geldiğimiz zaman muasır medeniyetler
seviyesini sadece yakalamakla kalmayıp bu seviyeyi geçmiş oluruz.
9- Kuvvetler ayrılığı prensibini tarif eder misiniz?
Güçler ayrılığı, yasama, yürütme ve yargının birbirlerinden bağımsızlığını
anlatır. Ancak ülkemizde güçler ayrılığı kavramı öncelikle yargının yasama ve
yürütmeden bağımsızlığı konusunu gündeme getirmektedir. Hukuk devleti kavramının
önemli bir parçası yargı denetimidir. Yargının yasama ve yürütmeyi
denetleyebilmesi, iktidarın keyfiliğini önleyebilmesi öncelikle yargının bu
organlardan bağımsız olmasını zorunlu kılar. Bu zorunluluk 18. Yüzyıldan bu yana
demokrasinin önemli bir unsuru olarak anılmaktadır.
10- İlk yardım nedir ve ülkemizde ilk yardım konusunda yaşanan sorunlar
nelerdir?
Herhangi bir hastalık veya kaza sonucu sağlığı tehlikeye girmiş olan kişi veya
kişilere durumlarının daha kötüye gitmesini önlemek amacıyla, çevre
imkânlarından yararlanılarak ve ilaçsız olarak yapılan geçici müdahaleye
ilkyardım denir. İlkyardımı yapacak olan kişi mutlaka teorik ve uygulamalı
ilkyardım eğitimi almış olmalıdırİlkyardımın amaçları; hayatî tehlikeyi ortadan
kaldırmak, hastanın veya kazazedenin durumunun kötüleşmesini önlemek ve
iyileşmeyi kolaylaştırmaktır. Başka alanlarda olduğu gibi ilk yardım konusunda
da ülkemizde yaşanan en büyük sorun eğitimsizlikten kaynaklanmaktadır. Maalesef
ülkemizde ilk yardımın önemi kavratılamamıştır.
11- Demokrasi kavramını açıklar mısınız?
Demokrasi, tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını
şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimidir. Genellikle devlet
yönetim biçimi olarak değerlendirilmesine rağmen üniversiteler, işçi ve işveren
organizasyonları ve diğer sivil kurum ve kuruluşlar da demokrasi ile
yönetilebilirler. Demokrasi, diğer yönetim şekillerinin arasından sıyrılarak
günümüzde en yaygın olarak kullanılan devlet sistemi haline gelmiştir. Mustafa
Kemal Atatürk bu konuda ?Yöneticiler, iktidara saltanat sürmek için değil,
millete hizmet için getirilmişlerdir. Ulusa karşı olan görevlerini kötüye
kullandıkları takdirde, şu ya da bu biçimde ulusal iradenin kendi haklarında
vereceği kararla karşılaşırlar. Ulus tarafından, ulus adına devleti yönetmeye
yetkili kılınanlar, gerektiğinde ulusa hesap vermek zorunda olduklarını
bilmelidirler?? demiştir.
12- Başarıyı nasıl tanımlarsınız?
Başarıyı genellikle birinci olmak şeklinde görürüz. Sınıf birinciliği, okul
birinciliği her zaman toplumdan takdir görür. Elbette ki bunların da bir başarı
olduğu muhakkaktır. Fakat bence asıl başarı insanın kendi yetenekleri ölçüsünde
yapabildiği en önemli iştir. Bir 400 metre koşucusunun kalkıp yürümesi bir
başarı sayılamaz. Ancak engelli birisinin birkaç adım atabilmesi büyük bir
başarıdır. Şu da var ki başarı için yalnız zekâ ve yetenek yetmez, inanç ve azim
de gerekir. Bunlar bir araya geldiği zaman başarı da arkalarından gelecektir.
13- Başarıda takım çalışmasının rolü nedir?
Takım ruhu, takımı oluşturan tüm bireylerin takımın amacı yönünde bütünleşmeleri
ve birlikte hareket etmeleri sonucunda takımda ben imajı yerine biz imajının
oluşması olarak yorumlanabilir. Bir örnek vermek gerekirse üç tane 1 sayısı ayrı
ayrı yazıldığında alacağı değer 3?tür. Çünkü üç tane 1 sayısı toplandığında
sonuç 3 çıkar. Fakat bu 1?ler yan yana gelirse 111 olur. Bu basit örnek bize bir
amaç doğrultusunda birleşmenin ve takım olmanın önemini açıkça göstermektedir.
14- Takım sporları ve bireysel sporları örneklerle karşılaştırabilir misiniz?
Bireysel sporlara örnek olarak atletizm, güreş, tenis, masa tenisi, golf,
bisiklet ve araba yarışları verilebilir. Takım sporlarına ise voleybol,
basketbol, hentbol ve futbol örnek gösterilebilir. Bireysel sporlar ile takım
sporları arasındaki en önemli fark ??amaç??tır. Bireysel sporlarda amaç bireyin
kendi başarısıdır. Takım sporlarında ise amaç grubun başarısıdır. Takım
sporlarında başarıya ulaşmak için yardımlaşma ve dayanışma görülürken bireysel
sporlarda böyle bir durum söz konusu değildir.
15- İnternetin fayda ve zararlarını açıklayınız.
İnternet, bilgisayar ağlarını kapsayan uluslararası bir ağdır. İnternet
sayesinde dünyanın en büyük kütüphanelerinde araştırma yapılabilir, internet
üzerinden eğitim veren bir üniversitede okuyup mezun olunabilir, farklı
mekânlardaki arkadaşlarla sohbet edilebilir, alış-veriş yapılabilir hatta uçak
bileti bile satın alınabilir. Hayatımızı bu kadar kolaylaştıran internetin
elbette ki zararlı yönleri de vardır. İnternet ortamında denetim neredeyse
yoktur. Zararlı içeriğe sahip sitelere çocuklar ve gençler kolayca
erişebilmektedir. Maalesef bu durum çocukların ve gençlerin psikolojik ve sosyal
gelişimlerini olumsuz yönde etkiler.
16- Empati nedir, empatik iletişimden ne anlıyorsunuz?
Carl Rogers?a göre, empati, kişinin kendisini karşısındakinin yerine koyup onun
duygu ve düşüncelerini anlaması ve bunu tekrar karşısındakine iletmesidir.
Empatik iletişim demek olaylara çok yönlü bakabilmek demektir. Olaylara farklı
açılardan bakabilen ve başka insanların gözünden aynı olayın değişik açılarını
görebilen insanlar empatik iletişim kurabilme becerisine sahip demektir.
17- Eleştiri nedir, nasıl olmalıdır?
Eleştiri, bir eserin, bir konunun doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek
maksadıyla inceleme işidir. Fakat toplumdaki genel kanı eleştirinin konuya
sadece olumsuz yönleriyle bakmak olduğu şeklindedir. Öncelikle eleştiri yapan
kişinin konu hakkında bilgi sahibi olması ve laf olsun diye konuşmaması gerekir.
Daha sonra yapılan eleştiri gerçekçi olmalı ve doğruları yansıtmalıdır. Elbette
ki yapılan eleştirinin dengeli olması da gerekir. Yani sadece olumlu veya sadece
olumsuz açıdan eleştiri yapılmamalıdır. Ayrıca eleştirinin, yapılan kişiye veya
konuya katkı sağlaması da önemlidir.
18- Demokratik bir toplumda polisin rolü nedir?
Demokratik sistemlerde halkın temel hak ve özgürlükleri hukuk yoluyla garanti
altına alınmıştır. Bu hak ve özgürlüklere kesinlikle dokunulamaz. Bu
dokunulmazlığı sağlamak ve garanti altına almak için güçlü bir teşkilata ihtiyaç
vardır. İşte bu teşkilat emniyet teşkilatıdır. Güçlü bir emniyet teşkilatı
topluma güven verir. Ancak toplum içinde adaletin tesis edilmesi konusunda
herhangi bir eksik veya hatalı uygulamaya meydan vermemek için, polis memurları
meslekî yeterlilik için gerekli olan hukukî mevzuatı bilmeli ve uygulamada
meslekî etik (ahlak) ilkelerine riayet etmelidir.
19- ??Üzüm üzüme baka baka kararır?? sözünü açıklayınız.
İnsan etkileşime ve etkilenmeye açık bir varlıktır. Karşısındakini
etkileyebildiği gibi ondan etkilenebilir de. Hatta çevremize dikkat ettiğimizde
bunun birçok örneğini görebiliriz. Mesela esneyen birisini gördüğümüzde biz de
ister istemez esneriz. Farklı bir şiveyle konuşan insanların arasında yaşayanlar
bir süre sonra aynı şiveyle konuşma eğilimi gösterirler. Sadece bu örneklerdeki
gibi yalnızca davranış olarak değil huy ve karakter olarak da insan insandan
etkilenir. Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan diye boşa
dememişlerdir.
20- Avrupa Birliği hakkında bilgi veriniz.
Avrupa Birliği'nin temelleri 1951 yılında, 6 ülkenin katılımıyla oluşturulan
Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu'na ve 1957?deki Roma Antlaşması'na
dayanmaktadır. Avrupa Birliği üç farklı topluluğun 1957?de oluşturduğu birlikten
doğmuştur. Bu topluluklar, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu, Avrupa Atom Enerjisi
Topluluğu ve Avrupa Ekonomik Topluluğu?dur. O dönemden bu yana, birlik yeni
üyelerin katılımlarıyla boyut olarak büyümüş; var olan yetkilerine yeni görev ve
sorumluluk alanları ekleyerek gücünü arttırmıştır. 1 Mayıs 2004?te en büyük
katılım yaşanmıştır. Tam 10 yeni ülke birliğe katılmıştır. 2007?de Bulgaristan
ve Romanya?nın katılımıyla üye sayısı 27?ye yükselmiştir. Türkiye 1995 yılında
Gümrük Birliğine üye olmuştur. Türkiye şu anda tam üyelik müzakereleri devam
eden aday ülke konumundadır.
AB?yi kuran 6 ülke: Fransa, İtalya, Lüksemburg, Belçika, Almanya ve Hollanda (
FİLBAH )
21- ??Atılan ok geri dönmez?? sözünü açıklayınız.
Kimi zaman iyi düşünüp taşınmadan, olacakları hesaplamadan bazı eylemlere
girişir ve sonuçta pişman olur insan. O anda ilk durumuna dönmek ister ama bu
mümkün değildir. Çünkü olan olmuş, çoktan iş işten geçmiştir. Örneğin söz
ağızdan çıktıktan sonra geri alınmaz. Patlatılan bir bombanın geri dönüşü
yoktur. Ölen bir insanı hayata döndürmek imkânsızdır. Bu yüzden bir iş yapmadan
önce iyi düşünmeli ve öyle karar vermelidir.
22- İnsan hakları kavramını açıklar mısınız?
İnsan hakları kavram olarak tüm insanların sahip olduğu kabul edilen "temel hak
ve özgürlükleri?? içine alır. İnsan hakları, ırk, din, dil ve cinsiyet ayrımı
gözetmeksizin tüm insanların yararlanabileceği haklardır. Bu hakları kullanmakta
herkes eşittir. Diğer yandan insan hakları terimi bir ideali içerir. Bu terimi
kullananlar, bu alanda olanı değil, olması gerekeni dile getirirler.
İnsan hakları, tüm insanların hak ve saygınlık açısından eşit ve özgür olarak
doğduğu anlayışına dayanır. Yani bütün insanlar hürriyet, haysiyet ve haklar
bakımından eşit doğarlar.Bütün hukuk devletlerinde olduğu gibi ülkemizde de
insan hakları anayasa ile güvence altına alınmıştır.
23- ??Ayıpsız dost arayan dostsuz kalır?? sözünü açıklayınız.
Hemen her şeyin, her insanın bir kusuru, bir eksiği vardır. Hatasız kul olmaz.
Dolayısıyla insanın mükemmel bir dost, arkadaş ve sevgili aramaya çalışması
boşunadır. Böyle bir dost bulamayacağı gibi, dostsuz kalması da mümkündür. Bu
bakımdan insan bir şey elde etmek, bir dost bulmak istiyorsa onları kusurları
ile kabul etmeye hazır olmalıdır.
24- ??Yanlış hesap Bağdat?tan döner?? sözünü açıklayınız.
İnsanın yaptığı yanlış bir iş mutlaka karşısına çıkacaktır. Çünkü yanlış bir
yolda yürüyen insan bunun neticesi ile er geç karşılaşır. Ayrıca ortaya çıkan
bir yanlışlık çok geç de olsa, kesinlikle düzeltilmelidir.
25- Ülkelerin kalkınmasında sizce eğitimin rolü nedir?
Eğitim bireye davranış kazandırma, bireyde istenilen davranış değişikliğini
meydana getirme faaliyetleridir. Bir toplum için eğitimse kalkınma ve gelişmenin
kilometre taşlarından biridir. Eğitim sayesinde toplumda var olan birçok
olumsuzluk giderilip, kültür ve medeniyetin gelişmesi sağlanabilir. Bu halde
eğitim toplum için hayatî önem taşır. 1993 yılı sonunda Adalet Bakanlığı
tarafından ülkemiz ceza ve tutuk evlerinde yapılan taramada, eğitim seviyesi
yükseldikçe suçluluk oranı düştüğü neticesi ortaya çıkmıştır. Bu durum eğitimin
önemini açıkça gözler önüne sermektedir.
26- ??Perşembe?nin gelişi Çarşamba?dan bellidir?? sözünü açıklayınız.
??Yaptıklarımız yapacaklarımızın garantisidir?? şeklinde bir söz vardır.
Gerçekten de insanın yaptıkları yapacaklarını gösterir. İnsanoğlu bugün ne
yapıyorsa yarın ve öteki gün de büyük ihtimalle aynı şeyi yapacaktır. Yani bir
işin nasıl sonuçlanacağı, işin bugünkü durumundan belli olur.
27- ??Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz?? sözünü açıklayınız.
Denizi oluşturan damlalardır. Damlaları reddeden ve kabul etmeyen insan denizi
de reddetmeye mahkûmdur. Yani anlatmak istediğim, her çok olan şey muhakkak
azdan olur. Kim ki elindekinden hoşnut olmuyor, onunla yetinmiyor ve onu hor
görüp geri çeviriyorsa büyük bir hata işliyor demektir. Küçük şeylere sahip
çıkmayan, onların birikmesiyle olmuş olan çoğu da kaybetmiş sayılır.
28- ??Lafla peynir gemisi yürümez?? sözünü açıklayınız.
Oturduğu yerden ülkenin tüm sorunlarını çözen nice insan görmüşüzdür. Bunları
eğer iş başına getirsek çoğu hiçbir şey yapamaz. Çünkü konuşmak ile yapmak
arasında çok fark vardır. Konuşmak kolay, yapmak ise zordur. ??Akıl çoğalınca
söz azalır?? diye güzel bir deyiş vardır. Yani çalışan ve iş yapan insanlar az
konuşurken, çalışmayan ve boş boş oturan insanlar çok konuşur.
29- Terörün ekonomik ve sosyal yönden zararlarını açıklayınız.
21. yüzyılda, birçok ülkenin ulusal bütünlüklerini hedef alan ve birçok ülkedeki
demokratik sistemin karşı karşıya bulunduğu en önemli sorunlardan birisi
terördür. Terör, günümüzde birçok ülkenin ekonomik, ticari ve sosyal hayatını
olumsuz yönde etkileyen evrensel değerleri yok eden ?Küresel? bir nitelik
kazanmıştır. Terörün ekonomik açıdan en büyük zararı ülkelerin kalkınmasını
yavaşlatmasıdır. Jeostratejik, jeopolitik ve jeoekonomik açılardan önemli bir
konuma sahip olan Türkiye, yıllarca ülkede yaşanan terör olaylarının sebep
olduğu istikrarsızlıklar yüzünden üretimin artırılmasına yönelik yatırımlara
ağırlık verememiş ve bunun sonucunda kalkınmasını tamamlayamamıştır.
Sosyal yönden zararları; toplumda huzur ve güvenin yok olması, korku ve
endişenin hâkim olması, ülkenin sürekli bir kaos ortamında bulunması, insanların
gelecekten umutsuz olması sayılabilir.
30- Küresel ısınma ve kuraklık konusunda bilgi veriniz.
İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü?nün hazırladığı
senaryoya göre 2070?te Türkiye genelinde sıcaklıklar 6 derece kadar yükselecek,
Karadeniz Bölgesi dışında yağışlar iyice azalacak. Ekosistem değişince, birçok
canlı türü de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Eldeki verilere göre
küresel ısınma aynı şekilde devam ederse, yaz aylarında Türkiye?nin batısında
sıcaklıklar 5 ila 6 derece, Orta ve Doğu Anadolu ile Güneydoğu Anadolu
bölgelerinde ise 3 ila 4 derece yükselecek. Kış aylarında da sıcaklıklar 2 ila 3
derece yükselecek. Senaryoya göre, 2070 yılında Karadeniz Bölgesi?nde yağışlar
yüzde 10 ila 20?lik artış gösterecek, güneyde ise yüzde 30?a kadar azalacak.
Uzmanlar küresel ısınmayla mücadele konusunda, öncelikle, sera gazlarının
yayılımının azaltılması gerektiğini vurguluyorlar.
31- Bir ülkenin gelişmişlik düzeyini en iyi hangi kriterler gösterir?
Bir ülkenin eğitim, ekonomi, sağlık, spor, bilim ve sanat gibi farklı alanlarda
gösterdiği gelişme o ülke hakkında bir fikir verebilir. Bir ülkenin
gelişmişliğini gösteren bir başka ölçüt ise diğer dünya devletleri tarafından
örnek alınmasıdır. Mesela günümüzde Japonya, ABD ve Almanya gibi devletler başka
ülkelerce örnek alınmaktadır. Eğer bir ülke farklı toplumlarca örnek alınmaya
başlamışsa o ülkenin gerçekten gelişmiş bir ülke olduğu söylenebilir.
32- ??Açık yaraya tuz ekilmez?? sözünü açıklayınız.
Acısı ve derdi taze olan bir kimsenin üzüntüsünü artıracak söz ve davranışlardan
kaçınmak gereklidir. Örneğin sinirlenmiş bir insana onu kızdıracak bir söz
söylemek o insanı çileden çıkardığı gibi bu sözü söyleyen insanın da zarar
görmesi muhtemeldir. Ateşe körükle gitmek deyiminin de bu sözle yakın anlamda
olduğu söylenebilir.
33- ??Açma sırrını dostuna o da söyler dostuna?? sözünü açıklayınız.
Sır özeldir ve gizli tutulmalıdır. Onun gerçekten duyulup yayılması
istenmiyorsa, dosta bile açılmamalıdır. Açılırsa o da ağzından kaçırabilir ya da
yakınına anlatabilir, bunu başkaları duyabilir ve böylece saklamaya çalıştığın
şey sır olmaktan çıkar, yayılır.
34- ??Acele işe şeytan karışır?? sözünü açıklayınız.
Sakin olmak ve itidalli hareket etmek her zaman gereklidir. Çünkü acele eden bir
insanın hata yapma ihtimali sakin bir insandan daha fazladır. En iyi bilinen ve
yapılan iş dahi aceleye getirildiğinde yarım yamalak ve eksik yapıldığı
görülecektir. Bunun sebebi acele eden kişi aklî melekelerini tam olarak
kullanamaz. Bu sebeptendir ki acele giden ecele giden demişlerdir.
35- Ülkemizdeki trafik kazalarının nedenleri hakkında bilgi veriniz.
Ülkemizde karayolu trafik kazaları ve bunların sebep olduğu maddî ve manevî
yaraların gün geçtikçe arttığı malumdur. Günümüzde trafik kazaları, savaşlar ve
depremlerdeki kadar insan ölüm ve yaralanmasına neden olmakta, maddi zararlar da
yıldan yıla artmaktadır. Gerçekten de uykusuz, yorgun ve alkollü araç kullanma
gibi temel nedenlerle sadece 1999 yılında ülkemizde 438.338 karayolu trafik
kazasında 4.596 kişi ölmüş ve 262 milyon dolar maddi hasar meydana gelmiştir.
Ülkemizle diğer Batı Ülkeleri arasında kazalar karşılaştırıldığında ülkemizde
trafik kazalarının artmasının temel nedeninin karayoluna ağırlık verilmesi,
demiryollarının ihmal edilmesi olduğu görülmüştür. Hâlbuki karayolunun,
demiryoluna göre 18 kat daha tehlikeli olduğu tespit edilmiş bulunmaktadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Trafik Araştırma Komisyonu?nun 2001 raporundaki
çözüm önerileri şunlardır: Raylı sistem yatırımlarına daha fazla kaynak
ayrılması, bölünmüş yol yapımına önem verilmesi, sivil toplum örgütlerinin
desteklenmesi.
36- Ülkemizin deprem riski ve alınması gereken önlemler hakkında bilgi veriniz.
Deprem, yer kabuğunun derin katmanlarının kırılıp yer değiştirmesi ya da
yanardağların püskürme durumuna geçmesi nedeniyle oluşan sarsıntılardır. Ülkemiz
topraklarının %92'sinin deprem riski taşıdığı, nüfusumuzun da %95'inin bu
bölgeler üzerinde yaşadığı bilinmektedir. Konya ve Mardin gibi yörelerde deprem
riski az iken diğer bölge ve şehirlerimizde bu risk çok fazladır. Ülkemizden
geçen en önemli fay hattı Kuzey Anadolu levhasıdır. Depreme karşı alınacak
önlemler 3 gruba ayrılır. Bunlar:
Deprem öncesinde alınacak önlemler
Deprem sırasında alınacak önlemler
Deprem sonrasında alınacak önlemler
37- ??Herkes kendi evinin önünü süpürmeli?? sözünü açıklayınız.
Toplumun her ferdi kendi üzerine düşen görevi yaptığı zaman tüm dengeler yerine
oturur, eksiklik ve kusurlar ortadan kalkar. Çünkü yerine getirilmeyen
sorumluluklar başka insanların sırtına kalır. Bu yük ise ağır olduğundan
altından kalkılamaz ve yapılması gereken işler ortada kalır. Bu durum gösteriyor
ki herkesin küçük bir katkısı, bazı insanların büyük katkısından daha çok iş
görmektedir
38- Atatürk?ün ??Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim??
sözünü açıklayınız.
Spor, yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılmaz. İdrak ve ahlak da bu
işe yardım eder. Zekâ ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zekâ ve kavrayışı
yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Zekâyı, çevikliği ve ahlakı
bir bütün olarak taşıyan sporcular mutlaka kendi dallarında başarılı
olacaklardır.
39- ??Baş başa vermeyince taş yerinden kalkmaz?? sözünü açıklayınız.
Bu söz dayanışma ve işbirliğinin önemini ortaya koymaktadır. Bir insan çok
kuvvetli, akıllı ve bilgili olabilir. Ama tek başına olduğunda
yapabileceklerinin bir sınırı vardır. Fakat bir işbirliği içinde olursa hem yükü
hafifler hem de amacına daha kolay ulaşır. Mesela 50 kiloluk bir kutuyu tek
başına kaldırmak isteyen bir kişi 50 kiloluk yükün altına girmiş olur. Ama beş
kişi aynı kutuyu kaldırmak istediğinde her birisine düşen ağırlık 50 kilo değil
10 kilodur.
40- ??Bin bilsen de bir bilene danış?? sözünü açıklayınız.
Herkes eşit bilgiye sahip değildir. Çok iyi bildiğimizi sandığımız konunun
bilmediğimiz bir yanı olabilir, o konuyu bizden daha iyi bilenler de çıkabilir.
Bu yüzden bir işe kalkışmadan önce bu gibi kimselere danışmalı, onların bilgi ve
tecrübelerinden yararlanmalıyız. Eksiğimizi ancak böyle giderebilir,
yanlışımızdan ancak böyle kurtulabilir, iyi bir sonuca da ancak
böylekavuşabiliriz.
41- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi?nin kuruluş amacı nedir?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), uluslararası bir teşkilat olan Avrupa
Konseyi'ne bağlı olarak kurulmuş uluslararası bir mahkemedir. Mahkeme, Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleriyle güvence altına alınmış olan temel
hakların çiğnenmesi durumunda bireylerin, birey gruplarının, tüzel kişiliklerin
ve diğer devletlerin, belirli usûl ve kurallar dâhilinde başvurabileceği bir
yargı merciidir. Avrupa Konseyinin kuruluş amacı İnsan Hakları ihlallerini
önlemek için ortak ülkü ve ilkeleri korumak ve yaymak, ekonomik ve sosyal
gelişmeleri sağlamak olarak belirtilmiştir. Konseyin bu amacından, II. Dünya
savaşı ve öncesinde yaşanan I.dünya savaşında Avrupa?nın uğradığı sosyal,
ekonomik ve politik çöküntüden kurtulma çabası içersine girdikleri ve diktatör
yönetimlerinin insanlığa karşı onur kırıcı davranışlarının artık unutulmak
istendiği anlaşılmaktadır.
42- ??Akan su yosun tutmaz?? sözünü açıklayınız.
Bilinen bir şeydir ki, devamlı akan su kendini ve yatağını temiz tutar;
hareketsiz ve birikinti hâlinde olan su da aksine mikrop ve pisliği bünyesinde
taşır. Denebilir ki hareketlilik, canlılık ve çalışkanlık insanı canlı ve
üretken yapar; iyimser kılar, kötülükten uzak tutar, düşkünlüğünü önler; böylece
o insan hem kendine, hem de başkalarına yararlı olur.
43- ??Aslan yattığı yerden belli olur??sözünü açıklayınız.
İnsanların kişilikleri ile sürekli bulundukları yerler arasında bir özdeşlik
kurmak mümkündür. Bir kimsenin kişiliği, çalıştığı iş yerinin niteliğinden;
yatıp kalktığı evin temizliğinden ve düzeninden anlaşılır. Yani denebilir ki
bana bulunduğun mekânı söyle sana nasıl biri olduğunu söyleyeyim!
44- ??Arpa eken buğday biçmez?? sözünü açıklayınız
İki anlama gelebilir.
1. ( İlki ) Kötü bir davranışta bulunan insan bunun karşılığında iyilik göremez.
2. ( İkincisi )Yapmaya çalıştığı işin üzerinde lâyıkıyla durmayan ondan iyi
sonuç alamaz. Arsızın yüzüne tükürmüşler, ?yağmur yağıyor? demiş. Arsız insan
kişiliğini, saygınlığını, utanma duygusunu yitirmiş insandır. Dolayısıyla o ne
kadar ağır hareket görse, söz işitse yine de aldırış etmez; pişkinliğe vurup iyi
bile karşılar.
45- ??Otuz iki dişten çıkan otuz iki mahalleye yayılır?? sözünü açıklayınız.
Ağızdan çıkan bir söz, çok çabuk duyulur; başkalarının diline düşer ve bir anda
her tarafa yayılır. Bu yüzden ??dilin kemiği yok?? ve ??milletin ağzı torba
değil ki büzesin?? gibi deyimler toplumda çok sık kullanılır.
46- Hukukun üstünlüğü ilkesi ne demektir?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bir hukuk devletidir. Bir başka deyişle "hukukun
üstünlüğü" ilkesini benimsemiştir. Bu ilke, adalet kavramının temelini
oluşturur. Hukukun üstünlüğü, devletin içindeki tüm mekanizmaların, önceden
tespit edilmiş bazı kanun ve kurallar içinde işleyeceği anlamına gelir. Her
devlet kurumu, anayasanın ve diğer yasaların tespit ettiği görev ve yetkilere
sahiptir. Kimsenin bu görev ve yetkileri aşma, değiştirme gibi bir gücü yoktur.
Hukuk, herkesin üstündedir ve dolayısıyla devlet "keyfî" değildir.
47- ??Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır?? sözünü açıklayınız.
Bize yapılan bir kötülüğü unutmak ve affetmek gerekir. Yapılan bir iyilik ise
asla unutulmamalı, her zaman hatırlanmalıdır. Çünkü bu insaniyetin gereğidir.
Bize iyiliği dokunan bir kişiye yaptığı bu işi hatırlatmamız onun da hoşuna
gidecektir.
48- ??Araba devrilince yol gösteren çok olur?? sözünü açıklayınız.
İnsanlar her nedense her şey olup bittikten, işler bozulduktan, ortaya kötü bir
netice çıktıktan sonra ?niçin böyle yaptın, şöyle yapsaydın, bu yolu
tutmalıydın? gibi sözler söylemeyi alışkanlık edinmişlerdir. Önemli olan yapma
biçimindeki yanlışlığı, tutulan yoldaki tehlikeyi önceden görmek ve uyarıda
bulunmaktır.
49- ??Tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır?? sözünü açıklayınız.
Ateşin üzerine ateşle gidildiği zaman alevler daha da büyür, yangını söndürmek
daha zor bir hal alır. Sinirli bir insana da sert tepki verildiğinde bu onun
daha çok gerilmesine yol açar. Sert ve kırıcı olmayan, yumuşak, hoşa giden,
gönül alıcı, etkileyici, inandırıcı ve yerinde söylenmiş bir söz ise insanın
hoşuna gider; en azgın kişinin bile inadını kırar, onu yumuşatır ve yola
getirir.
50- ??Öfkeyle kalkan zararla oturur?? sözünü açıklayınız.
Öfkesine kapılarak iş gören insan, sonunda güç durumlara düşer. Çünkü
öfkelenmiş, sinirli bir insan iyi düşünemez, olup biteni iyi göremez, sonucu
hesaplayamaz. Bu yüzden öfke baldan tatlıdır demişlerdir. Yani öfke ile akıl bir
arada bulunmaz. Biri geldiğinde diğeri gider. Kısacası öfkeli iken karar
vermemek ve sakin kafayla düşünmek gerekir |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
EN ÇOK OKUNANLAR
YENİ ÜYELERİMİZ
|
İsmail52
|
|
|
Tu23
|
|
|
musa1986
|
|
|
havle
|
|
|
gen
|
|
|
Gazel
|
|
|
Alya
|
|
|
Sudenur Tanrıverdi
|
|
|
Haze
|
|
|
Selva
|
|
|
Ketibe
|
|
|
lr89wj
|
|
|
Çınrum32
|
|
|
Rhç32
|
|
|
Rnç32
|
|
|
Nurr32.32
|
|
|
Nurr32
|
|
|
İbrahimalknt90998877
|
|
|
İbrahimalknt71666671
|
|
|
İbrahimalknt7166
|
|
|
İbrahimalknt
|
|
|
İbrahim 66
|
|
|
Yunus oğur
|
|
|
Kadıburhanettin
|
|
|
almali67@gmail.com
|
|
Online soru çöz
Online ÖGG Soruları
Online AÖF Soruları
Online Diyanet Soruları
Sınav soru cevap
Site haritası
Sınav soru cevap
|